Efendiler Efendisi’ni anlatmak sevgisini tarif etmek kollarını açtığı insanlık için yaptıklarını bir-iki sayfaya sığdırmak ne mümkün! Anlatılanlar
yazılanlar sadece sızan birkaç damla yağmur misali. Sadece “sevebilmek”
adına atılacak adımların ilki adına söylenmiş birkaç söz… Çünkü
yazılanlara duyguyu sevgiyi gözyaşını aşkı muhabbeti mutluluğu huzuru siz eklemek zorundasınız. Daha henüz bunları da iletebilecek bir baskı türü geliştirilemedi; maalesef…
Sevgililer Sevgilisi’ni en iyi sevenler anlatır. Onun için o büyük insanların gönüllerinden sızan kelimelere atıf yaptık kaynak aldık.
Aşk bir arayıştır. Aşk hissetmektir. “Aşk anlatılmaz yaşanır.” demeleri de bundandır. “Ben aşık mıyım Resulullah’a?” “Ben seviyor muyum Peygamberimi?” sorusunu sorup duranlardan olmayı kim istemez ki?
Aşkı
bilmek ve ona ulaşabilmek için yaşamak gerekir. Her insanda bir aşk
cevheri vardır. O sevgiyi ortaya çıkarmak ise bizim gönlümüzün
derinliklerinde onu ortaya çıkarmak için gayret gerekir. Eşine aşık bir
insan aşkı yorumlayabilir. Anne-baba sevgisini çocuk sevgisini arkadaş sevgisini de Efendimiz (sas) sevgisine dönüştürebilmek mümkündür aslında. Çünkü sevebilmeyi bilen her insan sevilmeye en layık insanı tanıdıkça O’na bağlanmaktan geri kalamayacaktır. O halde “Sevebilmeye namzet insanlar olabilmek” ilk duamız olsun. Sonra “Güzeller güzelini sevenlerle birlikte olabilmeyi” istemeliyiz. Bilmek O’nu (sas) göremeyenler için ne kadar önemli. İnsan bilmediğini sevemez çünkü. Bildiğini düşünmek
manevi anlamda O’nun yanında olmak ve sevdiğimiz Peygamberimizin de
bizim yanımızda olmasını istemek yapmamız gereken en önemli vazife
değil midir? Bizi yaratan Rabbimiz’in (cc) bir elçisi olduğunu düşünmek bize “kulluğumuzu” öğreten eşsiz insan olduğunu anlayabilmek biricik gayemiz olmalı…
Serhat ŞEFTALİ