Risale-i Nur
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Risale-i Nur

WwW.SiyahNur.Tk


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Günahlar Nasıl Yanar?

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Yeni İconlarımız Günahlar Nasıl Yanar? Salı Ağus. 31, 2010 3:39 pm

Nur_Yazar

Nur_Yazar
Admin
Admin

Abdullah Bey:
“Bir şeyin günahlara kefaret olması ne demektir? Yani malumdur ki,
günahın cezası Cehennem’de çekilecektir. O günaha kefaret olacak bir
hasene vs. olması, onun cezasını hafifletir mi? Ortadan kaldırır mı?”






Dünyada bir yandan kendimizi mahşerdeki büyük mahkemeye
hazırlarken, diğer yandan eşsiz bir yargılama sürecinin içinde
yaşadığımızı çoğu zaman bire bir hissederiz. Bugün bir dostumuza
güleriz, yarın güldüğümüz başımıza gelir. Bugün yaptığımız bir hatanın
bedelini yarın aynı tür bir cezâ ile öderiz. Bugün işlediğimiz bir
günah, yarın burnumuzdan gelir. Bütün bunlar günahlarımıza, günah
cinsinden birer kefarettir, yani bedeldir.

Müslüman ecdadımız bu
manaları sözlerine nakşetmişler: “Gülme komşuna, gelir başına.” “Eden
bulur!”, “Etme-bulma dünyası!”, “Ne ekersen, onu biçersin.”, “Ne
doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına.” gibi nice atasözleriyle ecdadımız
Allah’ın adaletinin yaşadığımız dünya üzerindeki hâkimiyetini ve
galibiyetini işlemiştir.

Üstad Bedîüzzaman Hazretleri,
Müslümanların başlarına neden semâvî tokatlar geldiğine dair bir soruya
verdiği cevapta, bir hukuk kuralını hatırlatır: Büyük hatalar ve
cinayetler geri bırakılır ve hesabı büyük merkezlerde görülür. Küçük
cinayetler ise ivedilikle öne alınır ve küçük merkezlerde bir an önce
görülür. Küfür ehlinin cinayetleri büyük olduğundan mahşerdeki büyük
mahkemeye bırakılmakta; iman ehlinin ise küçük cinayet ve günahları
genelde bu dünyada mahkeme edilmektedir.1 Nitekim Kur’ân, “Sana ne
kötülük gelirse nefsindendir.”2; “İyilikler kötülükleri giderir.”3;
“Ancak tövbe eden, iman eden ve salih amel işleyenlerin; işte Allah
onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah bağışlar ve merhamet
eder.”4 gibi bir çok âyetiyle insanın başına gelen musibetlerin insanın
kendi hatâsı sonucu geldiğini, musibetlere sabredenlerin ve tövbe
edenlerin kötülüklerinin bağışlanarak iyiliklere çevrileceğini
müjdeliyor.

Şimdi konuyla ilgili Allah Resûlü’nü (asm) dinleyelim:

*“Allah
kul için önceden manevî bir makam takdir etmiştir. Kul eğer ameliyle o
makama ulaşamıyorsa, Allah ona bedeni, çoluk çocuğu ve malıyla ilgili
bir musibet verir. Sonra da daha önce takdir ettiği makama ulaşması
için onu buna karşı sabırlı kılar.”5

*“Mü’min sıkıntıya tâbi
tutulur. Çünkü bir diken batışı veya ondan daha küçük bir musibetle
veya bir ağrıyla sıkıntıya düşerse Allah bununla mutlaka onu bir derece
yükseltir. Ve ağacın yaprağını döktüğü gibi onun günahını düşürür.”6

*“Musibetler, yüzlerin karardığı Kıyamet Gününde sahibinin yüzünü ak eder.”7

*“Allah
bir kuluna hayır dilerse cezasını dünyada verir. Allah bir kuluna şer
dilerse günahına karşılık ona ceza vermez. Tâ ki, kıyamet günü onu
yüklenerek gelsin.”8

Anlaşılıyor ki: Günahlara kefaret olarak
verilen musibetler, eğer sabırla karşılanırsa günahları örterler,
affettirirler, düşürürler, iyiliklere ve sevaba çevirirler. Yani kişiyi
günah kirlerinden arındırırlar.

Günah kirlerinden arınan kişi
ise Allah’ın izniyle günahsız olarak dirilir, mahşere günahsız olarak
gider, Allah’ın huzuruna günahsız olarak çıkar ve neticede Cehenneme
değil, Cennete gider. Demek, Cehennem her günahkâr için zorunlu bir
uğrak yeri değildir. Cenab-ı Allah, günahlarına pişmanlık duyan ve
tövbe eden nice sabırlı kullarını affetmek, bağışlamak, musibetlerle
terbiye etmek, arındırmak ve olgunlaştırmak sûretiyle, rahmetiyle
muamele buyurmuş ve Cehennem azabından kurtarmıştır.

Günahlarımıza
karşılık tövbe ve istiğfar etmeliyiz. Tövbe ve istiğfar, Cehenneme
giden yolda en büyük engeldir. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm):
“Tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir” buyurmakla, istenen “büyük
arınmanın” tövbeyle mümkün olduğunu müjdelemiştir.

Diğer yandan,
Cenâb-ı Allah’tan musibet istenmez şüphesiz. Fakat o takdir ederse
sabretmeli ve hayır ummalıyız. Kurtulmak için de, varsa çareleri
başvurmalıyız. Bu durumda her musibet, Allah’ın izniyle âhiret hesabına
bize hayır getirecektir. Böylece hasenatımız artar, günahlarımız ise ya
hafifler veya tamamen ortadan kalkar.

[b]Dipnotlar:


1- Sözler, s. 158

2- Nisâ Sûresi, 4/79

3- Hûd Sûresi, 11/114

4- Furkan Sûresi, 25/70

5- Câmiü’s-Sağîr, 1/377

6- Câmiü’s-Sağîr, 1/1208; Riyâzu’s-Sâlihîn, 38

7- Câmiü’s-Sağîr, 3/3796

8- Riyâzu’s-Sâlihîn, 43

https://sozler.ace.st

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz