Şimdi hepinize soralım: Kişi en güzel kimi kandırır? Çoğunuzun vereceği cevap kendimizi kandırırız olacaktır.
Aynen bu öyküde olduğu gibi bazılarımız o kadar çok bahaneler üretiriz
ki elimizde olan 180 günü bile bir çırpıda bitiririz. Bunun temel
sebebi yapacağımız işten korkmamızdır.
Bir kısım öğrencilerde matematikle veya matematikteki bazı konularla
ilgili olarak bir ön yargı oluşmuş olabilir. Bu yargılardan kurtulursak
ve kendi kendimize bahaneler uydurmazsak asıl doğruya ulaşmış oluruz.
Her şeyden önce şunu unutmayalım ki matematik sanıldığı gibi zor bir ders değildir. Çeşitli nedenlerle bu derse karşı soğuyan öğrencilerimiz
peşin bir hükümle kendi kendilerine engel olmaktadırlar. Öğrenmenin ilk
aşaması olarak ön yargılardan kurtulmak gerekir. Başaracağınıza
inanmadığınız bir şeyi başaramazsınız. Bunun tersi olarak da
başaracağınıza inandığınız bir şeyi de mutlaka başarırsınız. Yani
olumlu düşünün. Matematik gerçekten zor bir ders olsa bile – ki
gerçekte kolay bir derstir - başarabileceğinize kendinizi
inandırırsanız bu işi halledersiniz.
Öğrenmenin ikinci aşaması kişinin bilmediğini fark etmesidir. Bunun
için de öncelikle matematikte durumunuzun ne olduğunu belirlemelisiniz.
Şimdi bazı ölçüler verebiliriz:
“Okulda matematikte çok başarılıyım fakat testlerde başarısız oluyorum.”
diyorsanız öncelikle sınav sisteminin okuldan çok farklı olduğunu
bilmelisiniz. Okulda işlenen konular sınavlardaki soruların temelini
oluşturmaktadır. Şayet sizler sadece okul dersleriyle yetinir başka bir
çalışma yapmazsanız sınavlarda başarılı olma ihtimaliniz çok düşüktür.
Çünkü okulda öğrenilen konularla test sorularını kısa bir sürede çözmek çok zordur. Peki ne yapılabilir?
Okulda konular çok iyi öğrenilmeli Dershaneye gidiyorsanız konuları çok iyi takip etmeli gitmiyorsanız evde ilköğretim 6. sınıftan itibaren olan bütün konuları sırayla çalışılmalısınız. Çünkü sınavlarda ilköğretim 6.
7. ve 8. sınıfın konularından soru gelmektedir. Test tekniğini öğrenmek
için bol bol test sorusu çözün. Belli aralıklarla deneme sınavı çözün
ve başka öğrencilerin de girdiği deneme sınavlarına girin ve durumunuzu
değerlendirin.“İşlem kabiliyetim az ve konuları anlayamıyorum.” diyenlere ilk tavsiyemiz ilk konudan itibaren kolay zor demeden bütün konuları sırasıyla çalışmalarıdır. Nasıl ki alfabenin harflerini bilmeyen kişi okuyamaz yazamaz; matematiğin temel kurallarını bilmeyen öğrenci de matematik konularını anlayamaz anlayamadığı için de soruları çözemez.
Öyleyse anlamadığınız bir kareköklü sayılar konusunun problemi o
konudan kaynaklanmayabilir. Belki de daha önce öğrenmeniz gereken
fakat tam anlamıyla öğrenemediğiniz bir konudan (üslü sayılar gibi)
kaynaklanabilir. Bu durumda konular birbirinin devamı olduğundan ve
birbirini tamamladığından mutlaka her konu iyice anlaşıldıktan sonra
bir diğer konuya geçilmelidir. Şu unutulmamalıdır ki temeli sağlam
olmayan bina en küçük etkilerde bile yıkılabilir.
“İşlem kabiliyetim iyi; fakat konulara yabancıyım.”
diyen öğrencilerimize ilk tavsiyemiz bilgi eksiği olan konuları tam olarak öğrenmeleridir. İşlem kabiliyetinizin iyi olması matematik konularını öğrenebileceğinizi gösterir. Vakit geçirmeden yapacağınız çalışma hiç bilmediğiniz konuları çalışmak yerine bilgi eksikliğiniz olan konuları tam anlamıyla çalışıp öğrenmenizdir.
“Konuları anlıyorum; fakat işlem kabiliyetim az .”
şeklinde durumunu tarif eden öğrencilerimize ilk tavsiyemiz bol bol soru çözmeleridir. Konuları anlayabilmeniz
alt yapınızın o konuyu öğrenmeye yeterli olduğunu gösterir. İşlem
kabiliyetinin az oluşu yeterli düzeyde soru çözmemenizden
kaynaklanmaktadır. İşlem kabiliyetinizi geliştirmenizin en güzel yolu
da bol bol soru çözmektir. Bu sayede hem konuları pekiştirmiş hem de
işlem hızı kazanmış olursunuz. Burada dikkat edilecek husus yapılamayan sorular karşısında karamsarlığa düşüp de soru çözmeyi bırakmamaktır. Yapılacak iş takıldığınız yerde bir bilene sormak olmalıdır.
Kısacası az antrenman yapan bir sporcunun durumuyla çok antrenman yapan
bir sporcunun durumu aynı olmaz. Çok soru çözerek çok antrenman yapmış
olacaksınız. “İşlem kabiliyetim iyi hem de konuları biliyorum; fakat çok yanlış yapıyorum.”
biçiminde yakınan öğrencilerimize ilk tavsiyemiz soruları dikkatle
çözmeleridir. İşlem kabiliyetiniz iyi ve konuları biliyorsanız
matematikle ilgili sorununuz çözülmüş demektir. Yanlış sayısını
azaltmanın en güzel yolu dikkatli bir şekilde ve çok soru çözmektir.
Yalnız bu yapılırken çözülen sorular değerlendirilmeli nerelerde hata yapıldığı belirlenmeli çalışarak giderilebilecekse bu hatalar giderilmeli; çalışarak giderilemeyecek cinstense bir bilenden yardım alınmalıdır.
Ayrıca o konuyla ilgili olarak çıkmış soruları çözmeli ve durumunuzu
tekrar değerlendirmelisiniz. Çünkü son yıllarda sınavlarda çıkan
sorular bilginin yanı sıra yorum kabiliyetini de ölçücü niteliktedir.
Bu soruların çözümünde hata yapıyorsanız; Matematik testi çözmenin yanı sıra
konular bittikten sonra saat tutarak deneme çözmeli ve vakit buldukça
kitap okumalısınız. Çünkü bu sorular Türkçe’deki paragraf sorusu
gibidir. Bol kitap okuyan öğrenci yorum yeteneği gelişeceği için bu
soruları daha kolay çözecektir.
“Matematikteki geometri sorularını genelde yanlış yapıyorum.”
diyen öğrencilerimizin geometri ile ilgili konuları anlaması ve o konu
ile ilgili soru çözebilmesi de konuya tamamen hâkim olmasına
bağlıdır.Geometri işlemden daha çok düşünme ve görmeye dayalıdır.
Bunun yanında temel matematik konularının da iyi bilinmesi gerekir.
Geometri konularına hâkim olmak için önce bilinmesi gereken formülleri öğrenmeli sonra da çok soru çözmelisiniz.
Geometri soru çözmeye dayalı bir çalışmayla daha iyi öğrenilir.
Ayrıca şekil çizimine önem vermeli soruları şekil çizerek çözmeye çalışmalısınız. Şekilli soruları ise şekil üzerinde çözmeyi denemelisiniz.
Bütün bunların yanında matematik dersinin çok iyi anlaşılabilmesi için
söyleyeceğimiz birkaç kuralın sizin için altın değerinde olduğu
inancındayız:Öğretmenlerinizi dinlerken düzenli notlar tutunuz.
Dersten sonra eve gittiğinizde defterinizdeki notları temize çekin veya tekrar yazarak çalışın.
Konuyu anlamadan sorulara geçmeyin konuyu anladığınıza inandığınızda önce çözümlü sorulardan
Soru çözerken problemlerde verilenleri ve istenenleri düzenli olarak bir kenara yazın.
Soru çözerken sizi sonuca götürecek ipuçlarını belirleyin.
Verilenleri işlem sırasına göre uygulayın.
Sonucu bulun ve sağlamasını yapın.
Matematik dersini öğrenmek bisiklete binmeyi öğrenmek gibidir. Yaparak ve yaşayarak öğrenilir. Bu nedenle bol bol işlem yapın eksiklerinizi tespit edin ve giderme yollarını araştırın.
Şunu unutmayın ki başarısız olduğunuzda bile kendinizi motive etmeli ve
“Her başarısızlık başarının ilk adımıdır.” sözünü kendinize rehber
edinmelisiniz.
Hepinize derslerinizde gireceğiniz sınavlarda ve hayatınızda başarılar dilerim.
alıntı.